Adrian Newey'in kaleminden çıkan RB19, bu sezonki 17 yarışın 16'sını kazandı ve herkesi etkilemeye devam ediyor. RB19'u hızlı yapan tek bir teknik sır ya da çözüm yok. Ancak birçok ekstrem çözüm var, tüm bu çözümlerin birleşimi ise ortaya zayıf noktası olmayan bir makine çıkarıyor. RB19'un Katar'da gözümüze çarpan bölümü ise radyatörlerdi. Soğutma sisteminin aero açısından en verimli şekilde yerleştirilebilmesi için neredeyse bükülmüş bir radyatör kullanılıyor.
RB19'un sırrı ne?
Yaklaşık 2 yıldır dünyanın en iyi mühendisleri bu sorunun cevabını arıyorlar ve kimse bir yanıt bulamıyor. Bunun nedeni ise aracın hızlı olmasını sağlayan tek bir "özel" tasarım, parça, sır yok.
RB19'da tek bir sır yok, birçok ekstrem çözüm var. RB19'u tamamen kopyalamak bu yüzden çok zor.
Newey'in kaleminden çıkan bu makine, her köşesi ekstrem ve verimli çözümlerle donatılmış bir puzzle gibi. Bu puzzle'ın tüm özel parçaları bir araya geldiğinde ise zayıf noktası olmayan, dominant bir eser ortaya çıkıyor.
Aerodinamik ya da mekanik yol tutuşu, dayanıklılık, şasi, taban... nereye bakarsanız bakın araç en üst seviyede.
Katar GP'de ise Red Bull'un lastikleri koruma konusunda ne kadar üstün olduğu bir kez daha görüldü.
Yarış için maksimum 18 turluk stint zorunluluğu getirildiğinden, lastik koruma kavramı bir yarışlık da olsa rafa kalkmış oldu ve pilotların da deyimiyle neredeyse tüm yarış tam gaz gidebildiler.
Lastik aşınması faktörünün denklemden çıkmasıyla, McLaren'ın Red Bull'a daha yakın kalabildiğini gördük.
Red Bull'un bu karakteristiği (lastik koruma), Newey'in tasarım sürecinde yapmış olduğu tercihlerin bir araya gelmesiyle oluştu. Newey, neredeyse her alanda en doğru tercihi yaptı ve araç tasarımına artık herkesin fark ettiği ve aracına koyduğu "doğru tasarımlarla" başladı.
Mesela sidepod'lar ya da süspansiyon veya taban. Bu alanların hepsine Red Bull, 2022'nin kış testinden itibaren doğru tasarıma sahipti.
Newey, RB18'e doğru tasarımlarla başladı ve bu doğru tasarımları RB19'da geliştirdi. Mesela şaside değişen ufak ama etkili detaylara bakalım.
Yukarıda Giorgio Piola'nın çiziminde, şasinin hava girişinin nasıl değiştiğini görebilirsiniz. RB18'de hava girişi kare şeklindeydi, bu yıl ise oval bir şekil aldı. Bu, aerodinamik verimliliği ve venturi kanallarına giden hava akımını geliştirdi.
Şasinin ağırlığının azaltılması için ise özenli bir şekilde çalışıldı ve dayanıklılıktan taviz vermeden, parçalar hafifletildi.
Bir başka detay ise Newey'in pilotlarını soğutmak için kokpite iki farklı hava girişi açması. İngiliz tasarımcı, araçlarında normalde performansı öncelemek adına en ufak konforu bile barındırmayan bir isimdir ve biraz performans için, pilotlarının araç içindeki ufak konforundan almaktan hiç çekinmez.
Bu yıl ise Newey, kokpite hava ulaşması için iki çözüm üretti. Tabii buna ne kadar konfor diyebiliriz tartışılır.
Bu iki çözümden biri nispeten serin, diğeri ise sıcak yarışlar için.
Nispeten daha normal sıcaklıklarda koşulan yarışlarda, kokpitin üzerinde ufak bir delik kullanılıyor. Katar gibi sıcak yarışlarda ise kokpitin altında daha büyük bir kanal oluyor ve hava buradan geliyor.
Elbette yıl içerisinde RB19 sürekli olarak güncellenmeye devam etti. Sidepod şekli değişti, taban değişti ve elbette difüzör de değişime uğradı.
Aşağıda yer alan Giorgio Piola çiziminde, difüzör ve kiriş kanat tasarımlarının ne kadar değiştiğini görebiliyorsunuz.
Monako versiyonunda kavisli üst yüzeyle bağlantılı bir dış duvar varken, Doha'da ise kare şeklinde bir tasarım görüyoruz.
Akış hızı ve kalitesi, bu değişimlerle birlikte ciddi anlamda gelişti.
Son olarak, Katar'da Sprint Yarışı sırasında Sergio Perez'in RB19'unun karıştığı kaza nedeniyle keşfedilebilen çok ilginç bir husus daha var.
Kazada Perez'in aracının sağ tarafı o kadar hasar almıştı ki radyatörler bile parçalanmıştı. Bu kaza sayesinde soğutma sistemi ve radyatörün sidepod içerisine nasıl yerleştirildiği görülmüş oldu.
Radyatör aslında, RB19'un yan tarafına tam girecek şekilde yerleştirilecek şekilde tasarlanmış ve üretilmiş. Birçok araçta görüldüğü gibi kare veya oval bir parça değil, -kapak fotoğrafında kırmızı boyanmış- kemerli bir alana sahip, karmaşık, bir üç boyutlu şekle sahip. Yani bükülmüş bir radyatör tasarımı görüyoruz.
Giorgio Piola'nın çizimi, bükülmüş/kemerli radyatörü vurguluyor. Bu nedenle orijinal tasarımdan biraz daha eğik. Yine de bu şekillin farklılığı, alışılmamış olması ve yapım zorluğu, Newey'nin sistemlerin dayanıklılığını tehlikeye atmadan belirli çözümleri uç noktalara taşıyarak bir tasarım üzerinde ne kadar titizlikle düşündüğünü kanıtlıyor.
tr.motorsport.com