FIA Dünya Konseyi, 1 Ocak 2025'e kadar 2026 Formula 1 araçları için rüzgar tüneli ve CFD çalışmalarının yasaklanmasını onayladı. Kararın etkisi, iki yıl boyunca mevcut tüm bütçenin yeni F1 araçlarına tahsis edilmesi olacak, dolayısıyla mevcut kurallar altında son şampiyonada (2025) yarışacak araçlar sadece 2024 araçlarının bir türevi olacak. Bu yüzden 2024 sezonu öncesinde yanlış kış seçimleri yapmamak daha da önemli olacak. Peki yeni kurallar öncesinde ilginin azalması göze alınabilir mi?
James Allison'ın kehaneti gerçekleşiyor mu? 14 Ekim'de Motorsport.com'da yayınladığımız bir makalede Mercedes teknik direktörü şunları söylemişti: "2024 sezonuna doğru adımlarla başlamak önemli olacak, hatta her zamankinden daha da önemli, çünkü 2026 yönetmelikleri eli kulağında, 2025'te tasarlanması gereken yeni bir otomobilden bahsediyoruz. Büyük olasılıkla 2025 F1 araçlarının 2024'ün yakın kuzenleri olması gerekecek. Bu nedenle, 2026'ya kadar iyi şampiyonluklar elde etmek istiyorsak önümüzdeki yıl rekabetçi bir araca sahip olmak iki kat daha önemli olacak." demişti.
Bakü'deki FIA Dünya Konseyi toplantısının F1 takımlarının 1 Ocak 2025'ten önce 2026 tek kişilik otomobilleri üzerinde CFD çalışmaları ve rüzgar tüneli araştırmaları yapmasını yasaklayan kuralı onaylamasının ardından, mevcut düzenlemenin son yılında yarışmak zorunda kalacak araçlar için araştırma ve geliştirme bütçesinin bir sonraki yılın otomobillerine yönlendirileceği açık olacak.
Erteleme kararı muhtemelen şasi ve aerodinamik tarafında henüz onaylanmış bir 2026 teknik yönetmeliği olmadığı için alındı, çünkü bu yönetmelik halen tanımlanıyor (daha fazla verimlilik için daha küçük ve daha az ağır tek kişilik araçlara sahip olma fikri), ancak bu kararın çok önemli yan etkileri olacağına şüphe yok.
Gerçek tasarım çalışmaları sadece 2025 yılına sıkıştırılırsa, mühendislerin yeni F1'e en rekabetçi araçla girmek için mevcut tüm kaynakları harcamaya çalışacakları ve o yılın otomobilini 2024 modelinin doğrudan bir türevi olarak bırakacakları açık.
Bunun son dönem F1'de yeni bir eğilim olmadığını söylemek yanlış olmaz. Zemin etkili araçlara ilişkin düzenleme COVID dönemine (2021'den 2022'ye) bir yıl kaymış ve FIA takımlarla anlaşarak yeni araçların tasarımını 2021'e bekletme kararı almıştı.
Aradaki fark, bir pandemiden çıkılması gerektiğiydi ve takımlar, COVID'in neden olduğu yatırımlardaki daralma nedeniyle geleceği planlamak için gerekli mali kaynaklara sahip olmadıkları için kendilerini havaya uçurma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bu çok karmaşık durumda, organizasyonel, lojistik ve ekonomik zorlukların üstesinden gelerek COVID'siz GP'ler arayarak şampiyonayı yönetmeyi başaran F1 organizatörünün eylemi takdire şayandı.
Neyse ki şimdi senaryo tamamen farklı. Takımlar sağlıklı, F1 büyük bir şöhret anı yaşıyor, ancak Red Bull ve Max Verstappen'in egemenlik döngüsünü pekiştirerek bu olumlu uyanışı kaybetmemek için dikkatli olmalı.
Christian Horner, 2024'te kurallardaki istikrar sayesinde zirvede daha fazla yakınlaşma olacağını açıkça belirtti ve Red Bull'un 2023'teki zafer rekorunu (takvimdeki 22 yarıştan 21'i!) tekrarlayamayacağını, ancak Milton Keynes takımının gelecek sezona aktarabileceği teknik üstünlüğe dayanarak Max Verstappen ile dördüncü pilotlar şampiyonluğunu eve getirmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Ancak Horner tarafından çizilen senaryo Allison'ın öngörüsüyle kesişirse, kendimizi önümüzdeki iki dünya şampiyonluğunu Hollandalı sürücüye verecek bir konumda bulabiliriz. 2026 F1 araçlarının motorların gücünün %50'sinin elektrik tarafından üretileceğini düşünürsek, bu durum ilgi kaybı riskini beraberinde getirebilir.
F1, 2025'te esasen gelecek yıl göreceğimiz araçların yarışmasını kaldırabilecek mi? Alınan son kararlara bakarsak, bu kış döneminde atılacak yanlış bir adımın etkisi sadece bir değil iki sezonu birden etkileyecek gibi görünüyor.
tr.motorsport.com