Hepinize merhaba değerli Son Sektör okuyucuları. Sezonun ilk yarışını geride bıraktık. Daha dumanı üstündeyken Avustralya Gp’sinin hemen bir analizini yapayım dedim.

Bildiğiniz üzere yarış ekstra formasyon turu atılması sebebiyle bir tur kısa sürdü. Çok çekişmeli bir yarış olmadı belki pist üzerinde ancak yeni araçlar, değişen lastikler bize oyunun tamamiyle değiştiğinin bir göstergesi oldu. Hamilton; Vettel, Bottas ve Raikkonen dörtlüsü yerlerini koruyarak ilk viraja geldi. Bildiğiniz üzere yerel kahraman Daniel Ricciardo yarışa 2 tur geç katıldı. Ancak 25. turda yarışı bırakmak zorunda kaldı. İlk bölümde Sebastian Vettel iştahlı bir şekilde Lewis Hamilton ile aradaki fark 2.5 saniyeyi geçmeyecek şekilde bir sürüşle geride bıraktı. Geçtiğimiz senelerden alışık olduğumuz üzere (Ki bu sene lastiklerin daha dayanıklı ve düşme eşiğinin hemen alt seviyede olmadığını lastiğin ufalanma yaşamasının ardından tekrar yol tutuşu yakalayabileceği bir sezona başladık) Hamilton beklenenden daha erken bir pit stop gerçekleştirdi. 17. turda pite gelen Lewis Hamilton pitten çıktıktan sonra Verstappen’in tam olarak 3.5 saniye arkasındaydı. Verstappen’i kısa sürede yakalamasına rağmen geçiş yapamayınca erken pite girip farkı açma işlemi işe yaramadı. Vettel 7 tur sonra pite geldiğinde hala Verstappen’in arkasında olan Hamilton Vettel’in o dakikadan sonra galibiyete sahip olacağını anlamış olsa gerek. Özellikle yumuşak lastikten şikayet eden (Ki daha pitten çıkalı daha 6 tur olmuşken) ve Verstappen’i geçmesinin yarış için kritik olduğu belirtilen Hamilton aynı tur içerisinde arka lastiklerle sıkıntı yaşadığını belirtti. Sonrasında Vettel pite geldi ve liderliği ele aldı. Avustralya hafta sonu için Webber ‘Vettel kazanacak’ demişti. Haklı da çıktı. Tahminler biraz daha Mercedes’e yönelikti. Ancak Alman pilot zafere ulaşan isim oldu.

Buradan sonraki süreçte Vettel yaklaşık 3 saniyelik bir fark sahipti. Aradan Verstappen çekildi (26’da pite geldi) – Hamilton 25. turda lastiklerde bir şey kalmadı diye telsiz konuşması yapmıştı – ve Mercedes ilk başta Hamilton’ın şikayetlerini dinleyerek B planını devreye sokmayı düşündüler. Yarışın ilerleyen bölümünde bu pitin işe yaramayacağını düşünerek A planı ile yola devam ettiler.

Peki esas bölüme geliyoruz. Acaba Hamilton yeni sezon lastiklerinin ilk düşüş noktasına aldanıp mı pite geldi? Yoksa gerçekten önü açık olmasına rağmen ana rakibine göre 7 tur daha az mesafe katedecek bir ilk bölüm mü geçirdi? Buradan iki sonuç çıkmakta. Birincisi aracın ayarları yarışa değilde biraz daha sıralamaya yönelik olduğu. İkincisi ise Vettel ile arayı açmaya çalıştı. Ancak Alman pilot bu bölümde farkına açılmasına izin vermedi. Hatta pitten önce arka kanadına kadar geldi. Mercedes ve Hamilton Vettel’in bu hamlenin ardından pite geleceğini düşündüler. Hatırlayın Abu Dhabi’de Vettel farklı bir şeyler yapmamız gerekiyor diyerek bölümü uzatmış ve yarışa heyecan katmıştı. Anlaşılan Ferrari bunu 2017 sezonuna taşımış. Çünkü lastiklerde hala yol tutuş bulunmasına rağmen önceki sezonlarda herkes birbirini takip edip pite geliyorlardı. Ancak Alman pilot ve pit alanı bu sefer daha farklı davranarak galibiyeti 10 saniyelik bir farkla takıma getirdi. Ferrari 2013 sezonundan sonra ilk kez takımlar şampiyonasında ilk yarış sonucunda birinciliğe oturmuş oldu. Hem takımlar hem pilotlar şampiyonasında ilk sıraya çıktıkları sezon ise 2010.

Şimdi gelelim takım arkadaşlarına. Bottas ilk bölümde biraz daha sönük bir performansa sahipti. Bir ara Vettel’in 6 – 7 saniye kadar arkasına düşen Fin pilot ikinci bölümde temposunu arttırdı ancak bu ona podyumun bir üst basamağına yetmedi. Yarışın son bölümünde yeterli bir performansa sahip olsa bile Hamilton kolay bir rakip değil. Bir mücadele izlerdik ancak Bottas’ın tek senelik kontratı; takım içindeki otorite, şampiyonada alınacak bir fazladan puanın bile olan önemini düşünürsek Mercedes muhtemel bir takım emri uygulayabilirdi.

Diğer taraftan Raikkonen. Fin pilot hafta sonu başladığından beri şikayet etti. Hatırı sayılır şekilde sıralama turlarında geride kaldıktan sonra yarışta da pek bir varlık gösteremedi. Bir ara Bottas ile arasını 3 – 4 saniye civarına sabitlemişti. Ancak ondan sonra Fin pilot baya bir geride kaldı. Gerçi son turda en hızlı turu elde eden isim oldu. Sanırım Fin pilot aynı araca sahip olmasına rağmen ayarlar konusunda sıkıntı yaşadı ve geride kaldı. Umarım ki sezon bu şekilde devam eder ve Mercedes James Allison’ın tasarladığı Ferrari ile aradaki farkı açıp gitmez.

Bu arada ufak bir dip not eklemek istiyorum. 2016 ve 2017 araçlarını tek tur üzerinden kıyaslamak için. Daniel Ricciardo 49. turda 1:28.997 ile en hızlı turu elde etmişti. Raikkonen ise 1:26.538 ile damalı bayrağı gördüğü turda en hızlı turu elde etti. Ricciardo’nun turu 214.511 km/h’lik bir tur iken Raikkonen 220.606 km/h’lik bir hızlı tur attı. Bakalım bu sezon bize daha neleri gösterecek.

Hepinize iyi hafta sonları diliyorum. İki hafta sonra Çin’de umarım daha zevkli bir yarış hafta sonunu geride bırakırız.

###