Sezonun bitmesine kısa bir süre kala bir sonraki sezonu sizler için değerlendirdim.
Merhaba değerli okuyucularımız…
Çok ama çok uzun bir süre oldu sizlere bu şekilde bir giriş yapıp seslenmeyeli. Ne yalan söyleyeyim özlemişim zevk ve şevk ile yazıyorum bu satırları. Her ne kadar çeşitli siteler üstünden defalarca kez sizlere bu şekilde seslenmiş biri olsam da (bugüne kadar kaç çeviri kaç köşe yazısı yada özel haber yazdım sayısını bilmem) hala ilk günün heyecanı ile yazıyorum diyebilirim. Sevdiği işten kopartılmış bir takım sebepler yüzünden soğumuş biri olarak tekrardan Formula 1 hakkında bir şeyler karalamak beni ziyadesi ile mutlu etti (yeteneği kaybetmemişiz). Konumuz belli 2017 yılında bizleri neler bekliyor lafı çok fazla uzatmadan farklı başlıklar altında gelin bir sonraki sezonu kısa ama derinden eleştirel bir gözle inceleyelim.
TV Yayınları
2017 aslına bakılırsa Formula 1’in açık kanalda verildiği yıllardan sonra belki de sporun Türk TV izleyici kitlesinin en fazla olacağı yıl olacaktır. Bunun sebebi elbet araçlara gelen yenilikler olsa da asıl sebebi yayınların bir değil 3 platform üstünden yapılacak olmasıdır.
Yani artık bir sonraki yarış hangi kanalda olacak ya da acaba yayımlanacak mı şeklinde bir derdimiz yoktur. Çünkü yayınları elinde bulunduran firma müthiş bir zeka örneği göstermiş ve yayıncıların elinin tersi ile ittiği kaçak yayınlara kurban giden güzide bir spor dalı olan Formula 1’i içinde Premier Lig ve NBA bulunan bir kanalın içine koymuştur yani tüm bu yabancı spor dallarını tek bir kanal altında toplamıştır. Hal böyle olunca tek seferde hem Premier Lig hem F1 hemde NBA’in içinde bulunduğu bir kanal oldukça değerli bir hale gelmiş ve Hem Digitürk, hem Dsmart hemde TurkcellTV bu kanalın yıllık yayın haklarını satın almıştır.
Biliyorum çoğunuz belki de yayınların ücretsiz olmasını istiyorsunuz ancak Formula 1’in genel yapısı itibari ile bir şirket olduğunu ve kar etmek üzerine kurulu bulunduğunun bilincindeyseniz eğer 2016 yılında bu spor dalını bedava izlemenin imkansız olduğunun artık farkına varmalısınız. Burada sorun kar etmek isteyen Türk firmalar yada yayımcılar değildir burada sorun yayın haklarını milyonlarca euro’ya satan ve açık kanaldan yayını desteklemeyen hatta isteyemen FOM yani Formula 1 Management firmasındadır.
Öte yandan Şahsi kanaatimce yayınların 3 farklı platforma çıkması ve içinde bulunduğu kanalın ayrıca NBA ve Premier ligi barındırması sebebiyle yukarda bahsi geçen 3 yayıncı kuruluş reklamlarında bu üç sporun adını sürekli olarak vurgulayacaktır. Yani çok yakında “ xxxx spor paketi abonesi olun Premier Lig, NBA ve Formula 1 heyecanını sizde yaşayın üstelik sadece ayda yyy TL’den başlayan fiyatlarla” tarzında reklamlar görürseniz hiç şaşırmayınız.
Yayınlar bedava olmadığı sürece hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünen kişilerdenseniz bu durum sizin için bir fark yaratmamaktadır ancak Formula 1’in televizyonda hiçbir şekilde yer almadığı kimsenin sporu önemsemediği ve kaçak yayınların havalarda uçuştuğu senelerin ardından popüleritesi yüksek olan Digiturk gibi bir platformda olacak olması bence oldukça faydalıdır.
Fiyat konusuna gelecek olursak aldığımız duyumlara göre rekabet yüzünden yayımcı platformların spor paketi fiyatlarının bu seneye oranla biraz daha makul olacağını görmekteyiz. Hatta kim bilir belki digitürk abonelerine bir güzellik yapıp Lig TV üyelerine bu kanalı izleme şansı tanıyabilir. Şayet böyle bir şey olursa ülkemizde Motor Sporları kültürünün patlama yapacağı bariz bir gerçektir.
Velasıl 2017 yılı Formula 1’i adam akıllı televizyondan donmadan HD olarak farklı platformlardan rahatlıkla izleyebileceğimiz bir yıl olacaktır.
Son Söz
Yazıma şimdilik burada nokta koyuyorum çünkü siz değerli okuyucularımızın uzun yazıları okumayı pek sevmediğini biliyorum. Bir sonraki yazıda araçlara gelen büyük değişiklikler ve bunun piste yaratacağı büyük etkiyi incelemek dileğiyle şimdilik hoşçakalın.
Teşekkürler
Buğra Sezer
TurkF1.com Genel Yayın Yönetmeni