Lewis Hamilton, 66 puan farkla geldiği Meksika’dan 4. dünya şampiyonluğunu elde ederek ayrıldı. İngiliz sürücü bu başarısı ile Vettel ve Prost’u yakaladı.
Hamilton bunun yanında tarihte 4. dünya şampiyonluğunu elde eden 5. sürücü oldu ve Sir Jackie Stewart’ı geride bırakarak F1’de mücadele eden en başarılı Britanyalı olmayı başardı.
Gelin Hamilton’ın şampiyonluğunu ilan ettiği hafta sonundan dikkat çeken şeyleri 5 başlık altında toplayalım.
1: Vettel Rekorunu Kaptırmamaya Yeminli
Vettel, Singapur’da son bölümde attığı turla Verstappen’ın hevesini kursağında bırakmıştı.
Sebastian Vettel, 21 yaş 2 ay 11 günlükken 2008 İtalya GP’si sıralama turlarında tarihin en genç pole pozisyonu kazanan sürücüsü oldu. 4 kez dünya şampiyonu Alman sürücü, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen rekoru elinde bulunduruyor. Ancak bu yıl rekora ciddi bir talip çıktı; Max Versstappen.
Genç Hollandalı, F1’e çok küçük yaşta girmesi nedeniyle ‘en genç’ ile başlayan birçok ünvanı eline geçirdi ve Vettel’e ait olan bu rekoru kırmaya Singapur’da çok yaklaştı. Ama Vettel, Marina Bay’da son dakikada attığı turla Verstappen’ın hevesini kursağında bıraktı.
Meksika’da Cumartesi gününe mükemmel başlayan Verstappen, sıralama turlarından önce gerçekleştirilen son antrenmanlarda ilk sıradaydı. Sıralama turlarında da çok hızlı bir görüntü çizen Hollandalı, ikinci seansı ciddi farkla önde tamamlayınca Vettel’in rekoru elden gidecek gibi görünüyordu. Fakat Alman pilot, bir anda sahneye çıktı ve hem kariyerindeki 50’nci pole pozisyonunu kazandı hem de rekorunu kimselere kaptırmamaya kararlı olduğunu gösterdi.
Vettel, Meksika’da kariyerindeki 50. pole pozisyonunu elde etti ve Verstappen’in hevesini bir kez daha kursağında bıraktı.
2: Vettel ve Verstappen; Ateş ile Barut
İki pilot arasındaki yaylım ateşi tam bir sene önce Autodromo Hermanos Roudrigues’te başlamıştı. Yarışın sonlarına doğru pisti keserek kendine avantaj sağlayan Verstappen, Vettel’e yer vermemiş Alman sürücü de bunun karşısında sinirlerine hakim olamayarak herkese küfürlerini sıralamıştı. Fakat bu, ikili arasındaki son gerilim olmayacaktı.
İkili bu sezon ilk olarak Kanada GP’sinin açılış turunda karşı karşıya geldiler ve Vettel, Montreal’de ilk virajdaki temas sonrasında son sıraya düştüğü yarışta ancak 4. olabilmişti. Bunu Singapur’daki ilk tur kargaşası takip etti. Verstappen’e geçilmek istemeyen Vettel, aceleci davranınca hem kendinin hem de takım arkadaşı ile Verstappen’in yarış dışı kalmasına neden olacak kazanın fitilini ateşlemişti.
Vettel, iyi bir start aldı ancak ilk viraja Verstappen’in önde girmesine engel olamadı ve kendini bir anda kargaşanın ortasında buldu.
Hal böyle olunca ikilinin Meksika’da ilk viraja kadar neler yapacağı merak konusuydu. Ve Vettel, Verstappen ile giriştiği mücadeleden bir kez daha nasibini aldı. Alman sürücü aslında iyi bir start aldı fakat ilk viraja kadar olan mesafe bir hayli uzun olunca Hollandalının ilk viraja önde girmesine engel olamadı ve 3. virajda fırsattan istifade etmek isteyen Hamilton ile temas ederek şampiyonluk umutlarını kaybetti. Eh, iki sürücünün birbirine pek iyi gelmediği apaçık ortada. Bakalım gelecekte neler göreceğiz.
3: McLaren Meksika’da En İyi Şasiye mi Sahipti?
Sıralama turlarının ilk seansında 5. en hızlı isim olan Alonso, McLaren’in Meksika’da en hızlı şasiye sahip olduğunu iddia etti.
Honda motorunun beygir gücü eksikliği nedeniyle düzlüğe sahip pistlerde oldukça zorlanan McLaren için Meksika’nın çok zor bir sınav olacağı düşünülüyordu. Çünkü pist çok uzun bir start finish düzlüğü ile ikinci sektör öncesinde orta uzunlukta bir düzlüğü barındırıyordu. Bu düzlüklere ek olarak pistin deniz seviyesinden 2200 metre yüksekte bulunması, kağıt üzerinde Meksika GP’sini Honda’nın hiç istemeyeceği türden bir yarış haline getiriyordu.
Son 3 sezondur iğneyi her zaman kendine batırmayı bilen Japon üretici, İnterlagos ve Yas Marina için bu yarışı feda etme yoluna gitti ve Alonso 20, Vandoorne ise 35 sıra grid cezası aldı. Fakat, McLaren-Honda Hermanos Roudrigues’de inanılmaz bir performans ortaya koydu. Alonso, sıralama turlarının ilk seansında en hızlı ikinci sektör zamanını elde ederek 5. en hızlı zamana imza attı ve seansın lideri Hamilton’la arasındaki fark yalnızca 0.2 saniyeydi.
Alonso sıralama turlarından sonra McLaren’in Meksika’da en iyi şasiye sahip olduğu iddiasında bulundu ve Pazar günü 18. sıradan başladığı yarışın son turlarına kadar 9. giderek gerçekten de McLaren’in hızlı olduğunu kanıtladı. Son turlarda Hamilton’la kıyasıya bir savaş vermesi de biz izleyenleri mest etti. Eh, Honda’nın gösterdiği bu performans Toro Rosso’yu sevindirmiş olmalı.
4: Renault Agresif Yaklaşımının Bedelini Ödedi
Verstappen, kusursuz bir yarış sonrasında kariyerindeki 3. galibiyeti elde etmiş olabilir fakat Renault motorlu diğer pilotlar onun kadar şanslı değillerdi.
Hermanos Roudrigues’te rakım nedeniyle güç ünitelerinin zorlanması bekleniyordu ancak hiç kimse Renault’nun bu kadar başarısız olabileceği tahmininde bulunamazdı. Toro Rosso sürücüleri hafta sonu boyunca tel tel dökülürken yarışta Renault motoru tarafından desteklenen 4 sürücü finiş göremedi.
Sorunlardan nasibini ilk alan daha Pazar sabahı yeni güç ünitesi parçaları takan Ricciardo oldu. Daha sonra 24. turda 5. sırada giden Nico Hulkenberg start finish düzlüğünde kenara çekti ve Alman pilota aracın ön tarafından inmesi gerektiği belirtildi. Aradan çok geçmedi ve 30. turda Brendon Hartley’nin aracından dumanlar çıkmaya başladı ve Renault motorunun son vurduğu isim takımla 2. yarışına çıkan Sainz oldu.
Hartley, ızdıraplı hafta sonuna Renault motorunun 30. turda iflas etmesi ile veda etti.
Cyril Abiteboul, yarışın ardından dayanıklılık açısından agresif bir tutum sergilediklerini kabul etti ve ileride daha tutucu bir yaklaşımda bulunacaklarının teminatını verdi. Manidar olansa sezon boyunca Renault motorundan en çok zarar gören Verstappen’in, finişe kadar tam gaz devam etmesiydi.
5: Hamilton Artık En Başarılı 5 Pilot Arasında
2007 yılında F1’e müthiş bir başlangıç yapan Hamilton, çaylak sezonunda şampiyon olamasa da bir sene sonra ipi en önde göğüslemeyi başararak tarihin en genç dünya şampiyonu olmayı başardı.
Ancak İngiliz sürücünün kariyeri bu noktadan sonra serbest salınıma girdi. Ve 2010-2013 arasında Vettel peş peşe 4 dünya şampiyonluğu elde ederek F1’in yeni gözdesi olurken o, McLaren’de gelgitli, pişmanlıklarla dolu yıllar geçirdi. Ancak 2012 Singapur GP’sinde Niki Lauda’nın McLaren garajını ziyareti ile hayatındaki en mantıklı kararı veren Hamilton, motor kurallarının değiştiği 2014’ten beri Mercedes’le sporu domine ediyor.
2014 ve 2015’te elde ettiği şampiyonluklarla idolü Senna’yı yakalayan İngiliz, 2016’da yaşadığı dayanıklılık sorunları ve talihsizlikler nedeniyle takım arkadaşı Nico Rosberg’in gerisinde kalırken bu sene yaz arasında Vettel’in 14 puan gerisinde girdi. Ancak yaz arasından mükemmel bir şekilde geri döndü.
Lewis Hamilton, artık F1’deki en başarılı 5 sürücüden biri ve en başarılı Britanyalı.
İlk olarak İtalya’da tarihin en çok pole pozisyonu kazanan pilotu haline geldi daha sonra Amerika’da en çok ilgi çizgi startı rekorunu geride bıraktı. Ve Meksika’da 4’üncü dünya şampiyonluğunu elde etti. O artık tarihin en başarılı 5 pilotundan biri ve F1’de yarışan en başarılı Britanyalı. Aynı zamanda Vettel’le de skorları eşitledi ve bu ikiliden hangisinin daha önce 5’nci dünya şampiyonluğunu elde edeceğini merakla bekleyeceğiz. İyi olan kazansın?
Bakalım, hangisi daha önce 5. dünya şampiyonluğunu elde edecek?