2017 Formula 1 sezonu öncesinde ilk toplu testler, bu hafta Barcelona'nın Katalonya pistinde gerçekleştirildi. Testler hakkında kesin bir şeyler ifade etmek zor olsa da, testlerde gördüklerimizi ve okuduklarımızı sizler için bir araya getiriyoruz.
Yeni sezon öncesinde Formula 1 taraftarları için iki büyük hafta vardır. Birincisi araç tanıtım haftası, diğeri ise yeni araçların piste çıkıp performanslarını göstermeye başladıkları hafta.
Tabiri caizse F1 taraftarları için kış uykusu, yeni araçların bir bir tanıtılmasıyla sona erdi. Bir kaç aydır gerçek F1'e olan özlem, lansmanlarda başladı ve çok geçmeden testlerde doruk noktasına ulaştı.
Lansmanlar görsel açıdan bizler için heyecan kaynağı olsa da testler heyecanın daha da üst noktaya ulaşmasını sağlıyor. Türkiye gibi F1 kitlesinin daha düşük seviyede olduğu bir ülkede dahi 4 gün süren testler boyunca, sizlere sunmaya çalıştığımız canlı anlatım sayfasında gün boyunca minimum 600 kişinin anlık olarak testleri takip etmesi bizi gururlandırdı. Gururlanmamızın bir diğer nedeni ise artık Motorsport.com bünyesinde yer aldığımız için, diğer ülkelere ait edisyonlarla doğrudan kıyaslama yapabiliyor olmamız ve canlı takipte bir çok ülkeden daha üst sıralarda yer aldığımızı görmemiz.
Testlerin kendisine dönecek olursak, aslında büyük ölçüde geçen seneki beklentilerin gerçekleşmiş olması. Kaba taslak baktığımızda Ferrari, Mercedes ve Red Bull'un önde olması bekleniyordu. Red Bull şu an için ilk bakışta performans olarak diğer ikisinin gerisinde görünse de, ilk 3 takımın bu şekilde olacağı görülüyor.
Testleri yorumlamak çok zordur. Sadece derecelere bakmanın hiç bir manası yokken, pist üstünde olup izlemek bile her zaman doğru analizi sağlamıyor. Testler esnasında araçların yakıt yüklerine, lastik kullanımlarına, uyguladıkları programa ya da motor moduna dair en ufak bir net bilgi olmadığı için test performanslarını özellikle derecelere göre yorumlamak çok büyük bir risk ve bazen gereksiz oluyor. Ancak testleri yerinden izleyenler ve videoları yakından takip edenler bazı kilit noktaları görebiliyor.
Mercedes'in son 3 senede olduğu gibi yine zirvede ya da zirve mücadelesinde yer alacağı, Ferrari'nin beklenenden daha iyi göründüğü, McLaren-Honda'nın yine sıkıntılı bir sezon başlangıcı yapacağı şimdiden açık. Pistte yer alıp izleyenlerin yorumları, Mercedes aracının virajlarda geçen seneki kadar rahat olmadığı, Ferrari'nin gayet güçlü bir görüntü çizdiği şeklinde.
Testlerde elde edilen derecelere bakarsak;
Yukarıdaki derecelere baktığımızda, elde edilen derecelerin günü, saati ve kullanılan lastikler gibi farklar var. Yakıt yükü konusundaki belirsizlik ise başlı başına bir konu. Autosport'tan Gary Anderson, tüm bu dereceleri ortak bir paydada toplamak için bir çalışma yaptı ve takımların derecelerini aynı kıstasa göre belirlemeye çalıştı.
Bu hesaplamada orta lastikten yumuşak lastiğe 0.6 sn, yumuşaktan süper yumuşağa 0.4, süper yumuşaktan ultra yumuşak lastiğe 0.2 sn avantaj ekledi. Bunun dışında o derecenin elde edildiği stintte atılan her tur için 0.05 sn ekledi. Ek olarak pist gelişimini baz alarak her gün ilerledikçe 0.2 sn hesaba kattı. Tüm bu hesaplamalar, derecelerin benzer özelliklere göre kıyaslanması için yapıldı.
Hesaplamalar sonucunda tur zamanları şu şekilde oluyor:
1. Ferrari 1.19.202
2. Mercedes 1.19.555
3. Renault 1.20.146
4. Red Bull 1.20.353
5. Williams 1.20.876
6. Sauber 1.21.374
7. Haas 1.21.818
8. Force India 1.22.059
9. Toro Rosso 1.22.156
10. McLaren 1.22.448
Tüm her şey hesaba katılıp koşullar dikkate alındığında Ferrari'nin derecesi oldukça dikkat çekici. Ferrari ile Mercedes'in en hızlı derecesi arasında 0.3 sn var gibi görünüyor ancak Bottas'ın ultra yumuşak lastiklerle turunda, son sektörde hata yaptığı ve süper yumuşak lastiklere göre sadece 0.1 sn geliştiğini unutmamak lazım. Bu açıdan Mercedes - Ferrari farkı daha az olabilirdi.
Ferrari, geçen senelerde de testlerde güçlü görünüyordu ancak bu sene biraz daha farklı görünüyor. Şimdiden dayanıklılar, uzun sürüşler yapıyorlar ve ayakları yere basan açıklamalar yapıyorlar. Testlerde daha yumuşak lastiklerle hızlı dereceler peşinde koşmak yerine genel olarak orta sert lastiklerle turlayarak veri toplamaya çalışıyorlar. Geçen senelerde benzer yaklaşımı Mercedes sergiliyordu. Bunun dışında pistte yer alan gözlemciler, Ferrari'nin her virajda oldukça stabil bir araca sahip olduğu söyleniyor. Ferrari'nin sürüşlerini daha hafif yakıtla yapıyor olduğuna dair bazı görüşler olsa da geçen senelerde testlerde elde edilen sonuçlarla sezon içerisindeki sonuçlar arasında olan farklar nedeniyle gelen eleştirilerin ardından bu sene böyle bir şeye girişildiğini düşünmüyorum. Geçen senelerde Ferrari'deki teknik kadrodaki değişimlerin ardından bu sene güçlü olunması beklenmiyordu ancak hem testlerde alınan sonuçlar, hem de aracın mevcut durumu ve araçta yer alan çözümler, İtalyan ekibin sürpriz yapabileceğini işaret ediyor.
Kimi Raikkonen, Ferrari SF70H
Mercedes, son 3 seneyi domine etmesinin ardından tabi ki sezonun favorisi konumunda. Yeni kurallarla birlikte aerodinami ön plana çıksa da, motor gücünün etkisi hala devam ediyor. Tüm bunların dışında Mercedes aerodinamik açıdan da geçen senelerde kötü şasiler üretmiyor, aksine hem motor hem de şasi açısından en güçlü kombinasyona sahip takım oluyordu. Pistteki gözlemcilerin yorumlarına baktığımızda, Mercede W08'in bazı virajlarda Ferrari aracı kadar güçlü olmadığı şeklinde. Yine de Mercedes'in hem testleri zirvede tamamlayıp hem de Avustralya'da önde olması şaşırtıcı olmaz. Bu haftaki en hızlı dereceyi takımın yeni pilotu Valtteri Bottas elde etti. Takımın deneyimli ve şampiyon pilotu Lewis Hamilton'ın henüz gerçek bir hızlı tur atmadığını hatırlatmamız lazım.
Lewis Hamilton, Mercedes F1 W08
Renault, yukarıdaki listede sürpriz bir şekilde 3. sırada yer aldı. Sürpriz olmasının sebebi geçen sene bu takımın ancak 8. olabilmiş olması ve aracının gerçekten kötü durumda olması. Ancak takımda son bir sene içerisinde ciddi değişimler oldu ve bu seneki araç, fabrika takımının ilk gerçekçi aracı olacak. Takımdaki teknik kadrodaki yeniliklerin dışında pilot olarak Nico Hulkenberg gibi deneyimli ve hızlı, başarıya aç bir pilotun katıldığını, takıma artık daha çok bütçe ayrıldığını unutmamak lazım. Renault R.S.17 görünüş olarak da oldukça agresif bir yapıya sahip. Performans olarak şu anda zirvede bir görüntü yok ancak yine de orta grup dediğimiz bölümde güçlü bir yere sahip olacak gibi görünüyor.
Jolyon Palmer, Renault Sport F1 Team RS17
Red Bull, yeni sezon öncesinde en çok beklenti yaratan ancak bu kapsamda hem lansmanlarda hem de testlerde en büyük hayal kırıklığı yaratan takımlardan birisi oldu. Düzenlenmiş derecelerde Red Bull 4. sırada yer aldı ancak bu şu an için pek şaşırtıcı değil. Takımdan gelen ilk açıklamalar dereceden ziyade aracı tanımaya çalıştıkları ve gelişim için bir yol çizecekleri yönünde. Red Bull, lansmandaki aracını testlerde kullanmaya devam etti ve şu ana kadar herhangi bir parça testi yapmadı. Araçtaki tek dikkat çekici şey burundaki kocaman delik olurken diğer taraflar, rakiplerinin aksine oldukça basit görünüyor. Mercedes ve Ferrari gibi ana rakipler şimdiden sidepod kenarında devasa kanatlara, devasa barge board kanatlara ve difüzörlere sahipken, Red Bull aracında bu bahsettiğimiz bölümlerde neredeyse geçen seneki araçta yer alan küçük kanatlar var. Red Bull bu haliyle hızlı olmayı başarırsa, gelişim hızı açısından bahsettiğimiz bölümlerde yapacağı güncellemelerle çok hızlı ilerleyebilir. Zaten Adrian Newey ve ekibinden tam tersi bir durum beklemek aptallık olur. Bir de şundan bahsetmek lazım, Red Bull aracından çıkan sesin Ferrari ve Mercedes'e göre daha kısık olduğu ve motorun kısık modda çalışıyor olabileceği söyleniyor. Takım patronu Christian Horner'ın açıklaması da net: Biz hiç bir zaman kış dünya şampiyonası şampiyonu olmadık.
Red Bull Racing RB13 burun detay
Williams, turbo V6 motorlara geçildiğinden beri açık konuşmak gerekirse Mercedes motorunun ekmeğini yedi ve 2014'ten beri her sene bir adım geriye gittik. İlk 2 sene 3.lükle kurtarılsa da gelişim yarışında geride kalan takım geçen sene Force India'ya geçilerek 5. oldu. Bu sene için takımdan yana beklentiler düşüktü ve araç lansmanından sonra beklentiler daha da düştü diyebilirim. Ancak pist üstünde araç, en azından Felipe Massa ile fena bir görüntü çizmedi. Gerçekten hızlı turların atılacağı 2 ve 3. günde çaylak pilot Lance Stroll'un kazaları, son gün piste hiç çıkamama Williams için ilk haftanın kayıp bir hafta olmasına neden oldu. Williams'ın yeri şu an için orta grup gibi görünüyor ancak tek bir deneyimli pilotla böylesi bir senede neler başarabilirler büyük bir merak konusu... Stroll'un hızlı olduğu konusunda bir şüphe yok ancak Maldonado da gayet hızlı bir pilottu...
Lance Stroll, Williams FW40 kazası
Sauber, testlerin ilk haftasında hızlı turlarda 6. sırada yer alsa da gerçekler aslında orada olmayacağını gösteriyor. Pistteki gözlemcilere göre Sauber aracı virajlarda diğerleri kadar hızlı olamıyor. Bu açıdan atılan turlar, sponsorların dikkatini çekmek için biraz daha boş depoyla elde edilmiş olabilir. Sauber'in bu sene Ferrari'nin 2016 motoruyla yarışacağını unutmamak lazım. Aslına bakarsanız geçen seneyi son anda 9. sırada tamamlayan ve gerçekten maddi açıdan sıkıntılı seneler geçiren Sauber'in bu sene çok daha iyi yerde bitirmesi büyük bir sürpriz olur.
Antonio Giovinazzi, Sauber C36
Haas takımı, testlerin ilk haftasında gösterdiği performans ve dayanıklılığı ile dikkatleri üzerine çekse de düzeltilen derecelerde ancak 7. sırada yer aldı. Buna rağmen, Formula 1'de henüz 2. senesini geçiren takımın bu sene şu an için daha komple bir yarış takımı gibi göründüğünü söylemek hatalı olmaz. Takım uzun sürüşler yapıp, şimdiden pit stop antrenmanlarına başladı. Aracın Ferrari ile olan benzerliklerine de dikkat çekersek, bu sene orta grupta daha güçlü performanslar izleyebiliriz. Grosjean'ın yanında bu sene Magnussen gibi daha hızlı bir pilotun olduğunu da unutmamak lazım.
Romain Grosjean, Haas F1 Team VF-17, pit stop
Force India, geçen sene aerodinamik açıdan yaptığı güncellemelerle bu senenin en çok merak edilen düşük bütçeli takımlarından oldu ancak önce lansmanlarda, ardından testlerde takım pek bekleneni veremedi. Araç görüntü açısından burnuyla rakiplerinden ayrılıyor. Performans açısından bu sonuçta takımın test programı için seçimi de etkili oldu diyebiliriz. Testlerin son günü Pirelli'nin yağmur lastiği testine ayrıldığı için, pist gelişimi açısından en iyi gün 3. gündü ancak her ne hikmetse Force India o günü, gelişim pilotu Alfonso Celis Jr.'a ayırdı. Sergio Perez gibi deneyimli bir pilotu varken Force India'nın o günü Celis'e ayırmasının, maddi kaygıdan başka bir açıklamasının olduğunu sanmıyorum. Force India'nın çok büyük ihtimalle 8.lik değil ancak tam olarak neresi, bunu ilerleyen günlerde göreceğiz.
Sergio Perez, Sahara Force India F1 VJM10
Toro Rosso, testlerden önceki lansmanıyla birlikte aracın görüntüsü açısından tüm Formula 1 dünyasını etkilemeyi başardı. Araç görünüş olarak, büyük takımı Red Bull'dan ziyade Mercedes'in aracına benziyor. Geçtiğimiz senelerde James Key'in yönetimindeki Toro Rosso teknik ekibinin şasi açısından iyi işler çıkardığını biliyoruz ve bu şasi ilk olarak görsel açıdan etkilemeyi başardı. Ancak pist üstünde aynı etki şu an için olmadı. Geçen sene Ferrari motoru kullanan Toro Rosso bu sene Renault'ya döndü ancak bu hafta sonu birden fazla sorun yaşadılar. Özellikle son gün tamamen kaybedildi ve takım 183 turla bu hafta en az çalışan ekip oldu. Toro Rosso ilk hafta daha çok mesafe kat etmeye çalışsa da performans için bazı sorunları aşmak zorunda gibi görünüyor.
Daniil Kvyat, Scuderia Toro Rosso STR12
McLaren, sezonun en çok merak edilen ve testlerin ilk haftasında en çok hayal kırıklığı yaratan takımı oldu. Aslında bu seneki testler, tüm beklentilere rağmen geçen senelerin devamı niteliğindeydi. Honda, spora döneli 3 sene olmasına rağmen hala dayanıklılık açısından rakiplerinin çok gerisinde. Bu sene güç ünitesi konseptinde yaptığı büyük değişikliğin ardından Japon üretici yine kimisi bilinen, kimisi henüz keşfedilemeyen sorunlarla boğuşuyor. McLaren şasi olarak fena durmasa da yapabilecekleri yine güç ünitesinin sınırları dahilinde olacak. Dayanıklılık yanında güç ünitesinin performansının da verilen sözlerin gerisinde olduğuna dair işaretler var. Son açıklamalar, sorunun tamamen Honda motoruna yıkılması şeklinde ancak pistteki gözlemciler, McLaren aracının virajlarda da çok güçlü olmadığı yönünde yorumlar yapıyorlar. Gary Anderson, Alonso'nun 3. gündeki sürüşlerini takip ettiğinde İspanyol sürücünün ilk 3 virajda zorlandığını fark ettiğini ifade ediyor. Motor açık bir sorun gibi görünüyor. McLaren'ın performansını tam olarak yorumlamak ise, Honda motoru düzgün bir şekilde çalışıp gerçek turlar gördüğümüzde olacak.
Fernando Alonso, McLaren MCL32