Mevcut takvimdeki Austin pistinin Teksas’ta yapılan ilk yarışa ev sahipliğini yaptığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu eyalette yapılan ilk yarış komşu kent Dallas’ta 1984’te yapılmıştı ve bu yarış, Amerika topraklarında yapılmış en tartışmalı, heyecanlı ve tuhaf yarışlardan biriydi.
Ufalanan pist yüzeyinin starttan birkaç saat önce onarılması gerekiyordu
Cadde pistleri hiçbir zaman bir bilardo masası kadar pürüzsüz değildir ancak Dallas’taki pistin yüzeyi başka bir olaydı. Sözünü hiçbir zaman sakınmayan pilotlardan biri olan Keke Rosberg tümsekli asfaltı “Tiksinç derecede kötü, herhangi bir yerde gördüklerimin arasında en kötüsü.” diyerek anlatmıştı. Pilotlar cuma günü bu 3,9 km’lik pistte turlamaya başlar başlamaz pistin yüzeyi parça parça dökülmeye başlamıştı. Yarıştan 24 saat önce koşulan CanAm yarışları ise pisti daha kötü bir duruma getirmişti. Bunun üzerine pazar sabahı yarış öncesi yapılan ısınma turları iptal edildi ve pilotların artan boykot tehditine karşı çabuk kuruyan çimentolarla acil bir onarım yapıldı. Normalde bu, problemi çözebilirdi ancak kavurucu Teksas sıcağına çimento bir çare olamadı. Söylenenlere göre pist adeta rallycross pistine dönmüştü.
Hava sıcaklığı 40 derecenin üzerindeydi
Pilotlara pit stop esnasında buz kütleleri verilmesi Dallas’taki sıcağı açıklar heralde. Temmuzun ilk haftalarında yapılan yarışta haftasonu boyunca sıcaklık genelde 40 derecenin üzerindeydi. Goodyear ise 66 derece ile rekor bir pist sıcaklığı ölçmüştü. Pist yüzeyinin bozulmasının üzerine aşırı sıcakların eklenmesi pilotların ihtiyacı olan şeyler değildi ve güvenlik açısından organizatörler yarışı saat 11’e çekti. Şimdi Austin’de yapılan yarışın ekim ayında yer alması şaşırtıcı olmasa gerek.
Rosberg su soğutmalı bere kullanarak yarışı kazandı
Keke Rosberg’in Williams FW09’u yol tutuşunda zayıftı ve Honda turbo motoru güç aktarmada çok istikrarsızdı. Bunların hiçbiri Teksas’ta değişmedi elbette ancak durumlar zorlaştığında Rosberg’in şimşek gibi refleksleriyle zafere istekli oluşu birleşince kazanan bir kombinasyon ortaya çıktı. Fin pilot yarışa 8. sıradan başladı ancak liderlik için mücadeleye girmesi pek de uzun sürmedi. 35. turda Nigel Mansell’ın Lotus’unu geçen Rosberg, ileriki turlarda liderliği Alain Prost’a kaybetse de damalı bayrak geçildiğinde Rosberg önde olan pilottu. Ancak 1982 şampiyonunun kafasını ferah tutmasının sırrı neydi? Rosberg o gün kaskının altına özel, su soğutmalı bir bere takmıştı. Bu seçimin ne kadar önemli olduğu bilinmez ancak Rosberg’in podyuma çıkan diğer pilotlar Rene Arnoux ve Elio de Angelis’ten daha canlı gözüktüğü kesin.
Nigel Mansell aracını bitiş çizgisine doğru iterken bayıldı
Nigel Mansell, cuma günü Dallas için “Bura hiç şüphesiz bulunduğum en çetin koşullara sahip yer.” demişti ancak haftasonunun ne kadar daha zorlaşacağına dair çok az fikri vardı. Sıralama turlarında Lotus’uyla pol pozisyonunu elde ettikten sonra İngiliz pilot yarış başladığında liderliğini korudu ve Rosberg onu geçene dek avantajı elinde tuttu. O noktadan sonra yarış Mansell’ın elinden kayıp gitmeye başladı. Birkaç tur sonra duvara dokunduğunda, yaptığı hata lastiğini değiştirmesine ve 5.’liğe düşmesine yol açtı. Son turda ise vites kutusu probleminden ötürü Mansell’ın siyah ve altın renklerindeki Lotus’u bitişe metreler kala durdu. Mansell içgüdüsel bir biçimde kokpitten fırlayıp aracını itmeye başladı. Kavurucu sıcakta neredeyse 2 saat boyunca mücadele etmekten ötürü susuz ve bitkin bir halde olan Mansell, aracını yokuş yukarı itmeye çalışıyordu ve bitiş çizgisine ulaşamadan yere yığıldı. Geleceğin dünya şampiyonu, yine de klasmana bir tur geride 6. olarak girerek puan almayı başardı. Mansell bu olayı daha sonra “Çok kızgındım, sadece zorlamaya devam ettim. Sonra ışıklar söndü ve bız dolu bir yatakta seruma bağlı bir şekilde hastanede uyandım.” diye açıklayacaktı.
26 sürücüden 18’i yarış dışı kaldı. Bunların 14’ü duvara çarpmıştı.
Kavurucu sıcak, bozuk bir yüzey ve hata affetmeyen duvarlarla çevrili bir pistte bir çok yarış dışı kalmaya şahit olmak şaşırtıcı değildi. Dallas’taki yarışın kırıcılığı o kadar yüksekti ki yalnızca 8 pilot klasmana girebildi. 14 pilot duvara çarparak yarışlarına son noktayı koymuştu ki bunların arasında Derek Warwick, Patrick Tambay, Michele Alboreto, Nelson Piquet ve Niki Lauda ve Alain Prost gibi ön sıralarda yarışan pilotlar vardı. Martin Brundle ise cuma günü bariyerlere girerek ayak bileklerini zedelemiş ve yarışa bile katılamamıştı. Mclaren pilotu Alain Prost durumu “Bu yarış değil, imkanı yok.” diye açıklamıştı. Dünya şampiyonluğu peşinde koşan Fransız pilot yarışta lider gidiyordu ancak bariyerlere yaptığı dokunuş onun için bir yarış galibiyetine mal oldu.
“Hareket eden bariyerler” Senna’yı yarış dışı bıraktı
Prost’un yarış dışı kalması ne kadar sürpriz ise Senna’nınki de bir o kadar tuhaftı. Brezilyalı genç pilot, kariyerindeki henüz 9. yarışında Toleman’ı sürerken 47. turda duvara dokunup dingiline zarar verdi. Sıradışı bir şey yok diye düşünebilirsiniz ancak Senna duvara çarpmadığına, aksine duvarın yerinden oynadığında ısrarcıydı. Toleman’ın baş mühendisi Pat Symonds bu durumu şöyle açıklamıştı: “Çok ısrarcıydı. Kendine çok güveniyordu ve gidip bakacağımızı söyledim. Saçma sapan konuştuğunu düşünmüştüm ancak onun gidip görmesi lazımdı. Sonra onun duvara çarptığı yere gittik ve bilin bakalım ne oldu? Duvar yerinden oynamıştı. Biri oraya çarpıp bariyerleri birkaç milimetreliğine yerinden oynatmıştı. O, öyle bir kesinlikte sürüyordu ki birkaç milimetre, muhtemelen 10 milimetre, onun duvara çarpması için yeterliydi.”
Rene Arnoux 26.’lıktan 2.’liğe yükseldi
Ferrari pilotu Rene Arnoux sıralama turlarında umut verici bir 4.’lük yakalamıştı ancak Fransız pilotun galibiyet mücadelesi umutları, formasyon turunda gridde kalmasından ötürü suya düştü. Yarışa son sıradan başlamak zorunda kalan Arnoux, hayatının sürüşünü yaptı. Motorsport yorumcusu Alan Henry’ye göre Arnoux her turda pol pozisyonu için savaşıyormuşçasına sürüyordu. Yarışın sonunda Arnoux, Rosberg’in 22 saniye arkasında yarışı tamamladı ve tur yemeyen tek sürücüydü. Fransız pilot elbette diğerlerinin yarış dışı kalmasından yararlandı ancak bu yine de Arnoux’un gerçekten özel bir performansıydı.
Jacques Lafitte piste pijamalarıyla vardı, yarış sonrası taksicilik yaptı
Lewis Hamilton moda seçimleriyle sık sık manşetlere çıkmış olsa da acaba padoka pijamalarıyla varmaya cüret edebilir miydi? Jacques Lafitte’in yaptığı tam da buydu. Lafitte, organizatörlerin pazar günkü ısınma turlarını sabah 7’ye çekmesine muzırca bir yanıt vermişti. İronik olan ise Lafitte’in cumartesi günü sıralama turlarında takım arkadaşı Keke Rosberg’den 5 saniye fark yemesiydi, birçok insan onun sıralama turlarında uyukladığını düşünmüştü. Lafitte yarış günü uyanmış olmalı ki 67 turluk kaotik yarışta hayatta kalmayı başarıp 4. olabilmişti. Ancak Lafitte yine de yarışı takım arkadaşının 2 tur gerisinde bitirmişti. Kariyerinde 6 zaferi bulunan Lafitte, yarıştan sonra iki McLaren pilotunu FW09’unun sidepodlarında taşıyarak ünlü bir poza daha imza atmış oldu.