Yaklaşık olarak 2 senedir özlemini duyuyoruz. Valentino Rossi kazanır, her yarışına gelen ’46 grubu’ tribünlerde coşar ve Rossi motorunu kenara çekip birbirinden eğlenceli koreografiler sergilerdi bize.
9 sene öncesine dönelim. 2003 senesinde Rossi-Honda ikilisi esip gürlerken, Biaggi-Honda ve Gibernau-Honda ikilileri geride kalmıştı Rossi'ye göre. O sene Ducati'nin Katalunya'da ki 1 galibiyetini saymazsak, Honda motorlarının ne kadar baskın bir sene geçirdiğini görebiliriz. Yamaha mı ? O sezon podyuma dahi çıkamamışlardı..
Ve bu olaylardan sonra MotoGP’yi sarsan, şok eden bir açıklama gelmişti Rossi’den… ” Seneye Yamaha’da yarışacağım. “
Herkes Rossi’nin yaptığı çılgınlığı, kendi kariyerini bitireceğini düşünüyordu. Evet, bunu kime sorsanız da böyle derdi. Rossi’nin bu hareketinden sonra Biaggi, Gibernau’nun günlerce hayaller kurduğunu düşünmeden edemiyorum.
Sezonun ilk yarışında, 2004′te Phakisa’da herkes efsane adayının kendi sonunu kazdığını düşünüyordu. Ama kimse bilmiyordu ki, Rossi yaptığı bu hareketle gerçek bir efsane olma yolundaydı. Henüz ilk yarışta, 2003'te 1 podyum bile alamayan ve birçok isim tarafından yerden yere vurulan Yamaha ile sezonun ilk yarışında ilk galibiyetini almıştı. Ne başlangıç ama değil mi ? Sene sonunda puan durumuna baktığımızda Rossi'nin arkasında 5 tane Honda motoru vardı.
Bunu bekliyorduk bizde, 2011′e de böyle bir başlangıç bekliyorduk. Ama olmadı…
Buraya yarış yarış olanları, Desmosedici’nin bir çok yetenekli sürücüyü yok etmesini, Rossi’nin sorunlu ön tarafta boğuşmasını yazarak uzatmak istemeyecem. Aslında yazılması da lazım. Desmosedici.. Capirossi, Bayliss, Checa, Melandri, Gibernau, Hayden ve son olarakta Rossi. Şu isimlere bakar mısınız ? Hepsi kazandıkları galibiyetlerle, şampiyonluklarla yenilmez olmuş isimler. Ama yok, olmuyor. Desmosedici gerçekten de sürülmüyor.
Her ne kadar Valentino Rossi, hazır motor üzerinde çalışmalara devam etmek istesede, Ducati için en büyük sorun bence Desmosedici olmuştur. Stoner’ı ayrı tutarsak (nasıl oldu da acaba bu makinayı sürdü) 10 senede Desmosedici sadece 7 galibiyet almıştı. Ducati’nin bunu gözden geçirmesi gerekli evet.
Nereden geldik bu konuya ? Heh, hatırladım şimdi. Sezon sonunda Yamaha’dan ayrılacağı kesinleşen Spies’in motoru boşta. Ve tabiki en büyük aday da Rossi. Basında sürekli Rossi isminin Yamaha ile anılmasından hoşnut olmayan bir isim de var. Andrea Dovizioso. Geçtiğimiz günlerde Yamaha’ya bir sitem de bulunan başarılı sürücü, gerçekten de o koltuğu hakediyor. Ama 2010 sezonunda ki Spies’ten çok az daha iyi gözüküyor. Yamaha birkez daha böyle bir çılgınlık dener mi ?
Sanırım elde ki tek ihtimal Rossi. Bu noktada tüm olay Rossi etrafında dönüyor. Başarısızlığı kabul edip Yamaha’ya döner mi ?
Yamaha, Rossi’nin dönmesini dört gözle bekliyor diyebiliriz belki. Sonuç olarak bakarsak, 3 senede 3 pilotlar-3 takımlar şampiyonluğu. Her ne kadar, bilgi paylaşımı olmasa da, garajın ortasına duvar çekilse de takım bunu kesinlikle isteyecektir. Takım 2011 yılında duvarları kaldırabiliriz diye açıklamada bulunmuş ve 2 sürücü arasında ki duvarı kaldırmıştı.
Dün çıkan haberlere ve 1 resme göre de, Rossi Amsterdam’da ki Yamaha merkezini ziyaret etti. Bazı yorumlarda bu haberin yalan olduğu söylense de, 2 senelik bir imza atıldığı ve hatta bu resmide Rossi’nin bir yakını tarafından paylaşıldığı söyleniyor. Bizde bir söz vardır hani, ‘ateş olmayan yerden duman çıkmaz’. Son haftalarda ki bu artan ‘ Rossi Yamaha’ya geri dönecek ‘ haberinin doğruluk payı oldukça yüksek. Hatırlayacağınız üzere de Rossi, Laguna Seca yarışından sonra 1 hafta içinde kariyerini şekillendireceği kararı vereceğini belirtmişti. Yarışın üzerinden de 6 gün geçti.
Ne dersiniz ? Rossi-Lorenzo savaşına hazır mısınız ?